Eğitim sisteminde yaşanan
hızlı değişimlere ayak uydurmak artık imkânsız hâle geldi. Sınıf geçme
sistemleri neredeyse her yıl yeni uygulamalarla ve yeniden düzenlenerek
yönetici, öğretmen, öğrenci ve velileri işin içinden çıkılmaz bir noktaya
getirdi.
Hangi sistem olursa olsun,
tümünün içinde puanlar, notlar, sınavlar ve sınıf geçme ile ilgili açıklamalar…
Son yıllarda derslerden başarılı olma veya öğrencinin bütüncül olarak
düşünülerek başarısının tespit edilmesi anlamında, genel ortalamasına göre
sınıf geçmek mümkün hâle getirilmişti. Bugün ise yönetmelikte yapılan son
değişiklikle bir öğrencinin “başarısız” olması neredeyse imkânsız görünmektedir.
Ortada oldukça ironik bir durum var: Bir tarafta eğitim öğretimin her
aşamasında yapılan sıralama sınavları, diğer tarafta ne okuduğunu anlamadan
mezun olan öğrenciler!
Bir eğitimci olarak son
zamanlarda sürekli bir şeyleri kaçırıp kaçırmadığımı düşünür oldum. Başarının
tanımı mı değişti? Yani tüm toplum o kadar aydınlandı ki artık sınavlar
konuşulmuyor mu? Öğrencilerimiz o kadar bilinçlendi ve gerçekçi yaklaşımlar
içine girdi ki dersleri öğrenme amacından başka amaçları yok mu? Yani artık
kimse sınav için çalışmıyor, tek amaç öğrenme mi?
Ben mi şüphe ediyorum, yoksa
yine -mış gibi mi yapıyoruz?
MÖ 427-347 yılları arasında
yaşamış olan Eflatun (Platon), kurduğu okulda, o zamanın en hayal edilmez
konularına bile açıklık getirecek bir sistem kurarken dahi bu denli bir sistem
karmaşası yaşamamıştır. Günümüze kadar eğitimde yaşananlardan elde ettiğimiz
verilere baktığımızda oldukça uzun bir yol aldığımız ortadadır. Ancak, demek ki
deneyim her zaman işe yaramamaktadır. Ya da insanoğlu deneyimlerden nasıl
yararlanacağını henüz kestirememiştir.
“Akademia”dan günümüze yaklaşık
2400 yıl geçmiş ancak biz hâlâ sınavı öyle mi yapsak, böyle mi yapsak, ortalama
ile mi sınıf geçilse, ders başarısı ile mi derken işin özünden iyice
uzaklaştık.
Güncel bir konu olan TEOG’un
bir sınav sistemi olmadığı, bir geçiş sistemi olduğunun altı çizilse de
Bakanlık eliyle yine sınav yapılmaktadır. Hatta iki dönemde birçok dersin
sınavı! Önceleri üniversite sınavlarında herhangi bir soru iptal olduğunda ne
kadar çok konuşulur, yazılır çizilirdi, artık buna bile alıştık. Son yıllarda
birçok sınavla ilgili yaşananlar, en kusursuz olması beklenen eğitim sisteminin
tüm disiplinlerinin ciddi anlamda bozulduğunun da kanıtıdır. Üniversite sınavlarındaki
soru iptalleri ve mahkeme süreçleri maalesef ortaöğretim öncesine kadar inmiş
bulunuyor. 1.200.000 öğrenciyi ilgilendiren bir konuda bu kadar çok hatanın
yapılması kabul edilebilir değildir.
Peki, şimdi ne olacak? İşler
nasıl düzelecek? Kim düzeltecek? Nasıl düzeltecek? Hazır bu kadar soru çıkartmışken
bir sınav da biz mi yapsak!...
9 Temmuz 2014 - www.egitimajansi.com
Ömer Orhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder