Öğretmenlik, bilgi, deneyim,
sabır ve sürekli gelişim isteyen bir meslektir. Gelişim için zihnin açık ve
ihtiyaçların karşılanmış olması gerekir. Bir insanın hayatında yaşamsal
öncelikler tam karşılanmamışsa, gelişiminin sağlıklı olacağını düşünmek sadece
temenniden ibaret olacaktır.
Ekonomik anlamda sürekli
hesap yapmak zorunda kalan, ay başını nasıl getireceğini düşünen ve gelecekle
ilgili kaygılar taşıyan bir öğretmenden gelişmesini istemek de büyük
haksızlıktır. Oysa yaşam standartları yükseltilmiş öğretmen, hem mesleki
gelişimi hem de entelektüel birikimini arttırabilir. Maddi sıkıntılarla köşeye
sıkıştırılmış öğretmen ise toplumun gerisinde kalmaya mahkûm edilmiştir.
Sürekli para hesabı yapmak
zorunda kalarak, kültürel ve sanatsal etkinliklerle mesleki gelişimleri takip
edemeyen bir öğretmenin iyi bir “rehber” olması nasıl beklenir?
İnsan, hayal edebildiği ve
ürettiği sürece diğer insanlara yararlı olabilir ve bu enerjisini aktarabilir.
Ekonomik zorluklarla boğuşan bir öğretmenin zamanı takip edebilmesi, hayal
edebilmesi ve hatta öğrencilerine de hayal ettirebilmesi oldukça güçtür.
Elbette istisnalar vardır;
ancak unutulmamalıdır ki, bu istisna öğretmenlerin ekonomik durumları gelişmiş
olsa onlar, çok daha fazlasını başaracaklardır.
Hayatımızın tüm alanlarında
olduğu gibi eğitim alanında da –mış gibi yapmaya devam mı edeceğiz? 21. yüzyıl
insanını yetiştirmesi beklenen öğretmenlerin sadece geçinebilecek düzeyde gelir
elde etmesi demek onların toplumsal hedeflerden de uzaklaşması, vazgeçmesi
demektir. Tabii böyle bir toplumsal hedef varsa!..
En kötüsü ise mücadelesinden
vazgeçen öğretmenin de bir süre sonra –mış gibi yapmaya başlayacak olmasıdır.
Evlatlarımızı ve
geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerin yaşam kaliteleri ve entelektüel
düzeyleri de yüksek olmalıdır. Yapılan işi küçümsemek, farklı meslek grupları
ile karşılaştırarak ücretleri düşük tutmak, gelişmeyi hedeflemiş bir ülke için
büyük bir hatadır. Gelişmiş ülkeler ve onların eğitim süreçlerine bakıldığında
öğretmenlerin ekonomik düzeylerinin yukarıda sözü edilen tüm olumsuzlukları
ortadan kaldıracak şekilde düzenlenmiş olduğu görülür.
Konu karmaşık değildir.
Gerçek anlamda çözüm aramayan veya samimi davranmayanlar tarafından karmaşık hâle
getirilmektedir.
Öğretmenlerin sadece mesleki
bilgiyle donatılması da yeterli değildir. Aynı zamanda mesleki gelişimlerinin
de geliştirilebilir ve sürdürülebilir olması gerekir. Bunun için yeterli
kaynağın ayrılması ve planlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekir.
Ancak bırakın mesleki
gelişimi, geleceği ile ilgili kaygılar taşıyan, hatta kendinden vazgeçerek
çocuklarının ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağını düşünen bir öğretmenin eğitim öğretime
odaklanmasını beklemek veya istemek haksızlıktır. Üstelik beylik sözlerle
“öğretmenliğin fedakârlık isteyen bir meslek” olduğunu da arada bir
hatırlatarak psikolojik baskı yaratmak da bu haksızlığın cabasıdır!
Mesleki anlamda dilediği
hizmet içi eğitimi alabilen, kendine dayatılmış sığ televizyon programları yerine
sinemaya ve tiyatroya gidebilen, Everest’in yüksekliğini tırmanarak hisseden,
atom altı parçacığı ile ilgili deney alanını gezebilen, birçok gazete ve
dergiye abone olabilen ve bu gazetelerde yer alan yurt dışı gezi reklamlarına
bakmak yerine dâhil olabilen bir öğretmenin neler yapabileceğini düşünün?
Şimdi de bugünü düşünün…
Öğretmenlerden beklentilerimizi düşünün… Geleceğimizi düşünün…
Eğitime yatırım yapacak kişi
veya kurumların öğretmenlere bakışına değinmeden yazıyı sonlandırmak istemedim.
Eğitim kurumları, yüzlerce
yıl ayakta kalmak ve başarılı olmak istiyorsa birinci sınıf ve gösterişli
inşaat malzemeleri kullanarak süslü püslü bir okul yapmak yerine öncelikle istekli,
yaratıcı, iyi “kılavuz” olabilecek öğretmenlerden oluşan bir kadro öneririm.
Yapılan işin kalitesini sürdürmek ve hatta arttırmak için araç gereçlerden
ziyade yüksek başarılı ve istekli öğretmenlere ihtiyaç bulunmaktadır. Gerisi
teferruattır ve nasılsa bir şekilde halledilir. Ancak uyumlu ve başarılı bir öğretmen kadrosu kolay kolay
oluşturulamaz.
Geleceğimize şekil verecek
insanları yetiştiren öğretmenlerimizi ekonomik anlamda güçlü kılmamız, onların
da geleceğini güvence altına almamız gerekmektedir.
25 Ağustos 2014 - www.egitimajansi.com
Ömer Orhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder