Canlılar gösterişli olmak ve
dikkat çekmek için ya da tam tersine gizlenmek için çaba harcarlar.
Doğada birçok hayvan türünde
erkekler, fiziksel görünüm olarak çok renkli, süslü ve gösterişlidir. Karşı
cinsi etkilemek için beden gücü, vücut dili ve sesi gibi tüm olanaklarını ve dansla
da yeteneklerini kullanırlar. Buna karşın dişiler, onlara sunulan bu
performansları değerlendirerek, bir seçim yapacakları için olsa gerek, çok daha
sade ve gösterişsizdirler.
İster hayvan olsun ister
insan, cinsiyet de önemli değil, eğer seçen
sensen, gösterişe gerek yok! Eğer seçilensen
de tüm çaba seçilene kadar.
Hayvanların farklılıklarını
yaşam koşulları ve üreme içgüdüleri belirlerken, insanlarda işler biraz daha karmaşıktır.
Sözümü geri alıyorum, aslında farklı olma durumunu insanlar karmaşık hâle getirir. Oysa sahip
olduğu en büyük farklılık beyni, aklı ve zekâsını kullanma becerisidir.
İnsanın genetik özellikleri,
fiziksel özellikleri, yaşadığı ortam, sahip olduğu kültür, eğitim durumu ile
aldığı “eğitimden özümsedikleri” ve duygusal zekâsı gibi birçok etken farklı
olma isteğinin “farklı” biçimlerde şekillenmesine neden olur.
İnsan gelişiminde ilk
deneyimlerin yaşandığı ve modellerin alındığı topluluk olması anlamında ailenin
yeri önemlidir. Birçok anne ve baba, yaşantıları veya söylemleriyle farkında
olmadan çocuklarına model olduklarını bilmezler. Süslenmeye meraklı bir çocuk için ailesine ve yaşadığı çevresine ya
da ona yakın olanlara bakmak yeterlidir. Büyük bir olasılıkla biri model
alınmıştır, bu davranış desteklenmiş ve yeri geldiğinde gerekli açıklamalar
yapılmadığı gibi samimi olarak da sınırlar konulmamıştır. Bu şekilde yetişen
bir çocuk için hayatı boyunca farklı olma isteği de bu şekilde algılanacaktır.
Ergenlik dönemleri hemen
hemen tüm canlılar için sıra dışı ve kontrolsüz davranışların yaşandığı
dönemlerdir. Bu dönemlerde aklı ön planda tutarak mantıklı düşünme yerine, ruhsal
olarak daha ani iniş, çıkışlar ve karmaşık psikolojik durumlar yaşanır. Tabiri
caizse gençler, züccaciye dükkânına
girmiş fil gibi davranırlar. Canım deseniz canın çıksın anlarlar!
Bu dönemde ilişkilerin
yıpranmaması için yetişkinlerin sabırlı ve kontrollü olmaları, “yüz göz
olmadan” bıçak sırtı davranmaları gerekir. Yetişkin alışkanlıklarının,
özellikle de olumsuz olanlarının örnek alındığı dönem olması nedeniyle son
derece dikkatli olunmalıdır. Yani gençler yetişkin gibi davranma isteği içinde
olduklarından çoğu zaman ayrım yapmadan, en belirgin olan yetişkin
alışkanlıklarını, davranışlarını denemeye başlarlar. Elbette bu denemelerin
içinde kötü alışkanlıklar, maço “havalar” ve aykırı (marjinal) davranışlar da
yer alacaktır.
Bu davranışlar beklendik oldukları için anlayışla
karşılanmalı ancak bu anlayışın da sınırları olmalı ve sürekli izlenmelidir.
Çok fazla nasihat etkisi yaratmadan özellikle de gençlerin model aldıkları
kişilerin doğru ve yanlışları bir şekilde sürekli paylaşması gerekir.
Kolaycılık ve rahatlık
insanlığın genlerinde olduğundan bu dönemlerde özellikle farklı olmak için en
kolay yol olan fiziksel farklılık tercih edilir. Genç kızlar bir taraftan yüzlerini
öne çıkartmak yerine gizlemek için saçlarını salarak dolaşmaya diğer yandan da
makyaja ve giyime meraklı olurlar. Erkekler ise bu dönemde kızlar kadar süse
püse bakmasa da kimisi vücut geliştirmeye, spora, güç göstermeye veya tam tersi
eve kapanarak teknolojiye yönelirler.
Farklı olmak için birçok eşya,
malzeme, davranış ve uygulama kullanılabilir. Ancak son yıllarda dövme
yaptırmak, oldukça sık görülen bir uygulamadır. İnsanların kendilerini iyi
hissetmelerini sağlayan dövmelere bir süre sonra alıştıkları da bir gerçektir. Küçük
bir dövme ile başlayanlar, farklı hissetmeyi
sürdürebilmek için de daha fazlasını yaptırmaya her zaman hazırdırlar. Dövmeyle
yeterince farklı göründüğünü düşünmeyenler ise deri altlarına çeşitli objeler
koydurarak, yarattıkları kabartmalar ile en
farklı olduklarını düşünmektedir. Anlayacağınız gibi bunun sonu yok!
Bir gerçek var ki hem kızlar
hem de erkekler çevrelerinde popüler olan kültürü de izlemekten geri kalmazlar.
Özellikle giyim tarzı olarak yaratılan modaya uyarak farklı olmaya çalışırken aynı olduklarını da göremeyecek kadar
ergendirler!
Bu arada bazı yetişkinler
için yaşam, “bitmeyen bir ergenlik dönemidir”, atlatılamayan ve sıkışıp kalınan
bir dönem…
İnsanın fiziksel özellikleri
ve diğer gösterişleri ile yarattığı farklılık sabun köpüğü gibidir. Oysa farklı olmak, yaşama katılan ve başkalarıyla
da paylaşılan değerlerle anlam kazanır.
9 Şubat 2015 - www.egitimajansi.com
Ömer Orhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder