Sevgili Bill,
Sayende bilgisayar ve
teknoloji konusunda dünya inanılmaz bir noktaya geldi. Başlarda fareye
alışamamıştık ama şimdilerde çok rahatız, şu sağ klik olmasa ne yaparız
bilemiyorum. Hayatımız çok kolaylaştı.
Öğrencisi, öğretmeni,
akademisyeni, iş adamı, tasarımcısı, tekstilcisi, ev hanımı... Tüm toplum bu
işi çok sevdik: “Kes, kopyala, yapıştır.”
Sizin oralarda kulaktan
kulağa fısıldama oyunu var mıdır bilmem ama biz millet olarak pek severiz. İlk
fısıldayanla son kişinin duyduğuna şaşırıp hâlimize güler, eğleniriz. Bu
kopyala yapıştır işi de ona benziyor. İlk yazanla son kopyalayanın arasında
neler neler değişiyor bilemezsin. Ama hiç gülmüyoruz Bill, seviyoruz bu kısa
yolları. Sağ olasın Bill, bizi onlarca kitap okumaktan ve yazmaktan kurtardın.
İnternet de icat edildikten
sonra ailecek nasıl rahatladık bilemezsin. Ben işimle ilgili her bilgiyi artık
rahatça buluyor, sunumlarımı bir gece öncesinden rahatça hazırlıyorum. Gerçi
internetten aldığım bilgileri paylaşan kişileri tanımıyorum ama herkes nasıl
özverili ve paylaşımcı, inanamazsın.
Hanım artık yemek
tariflerini internetten kopyalayıp alıyor ve sonra bizim için hazırlıyor.
Anlayacağın onun da keyfi yerinde. Hep sana minnettarlığını ifade ediyor.
Ölçülerde bazen karışıklıklar olsa da yemeklerden şikâyetimiz yok çok şükür.
Yok yok karışıklık dediğim abartılacak bir şey değil, geçen gün sütlaca tuz
koymuş ama tarifi alırken yanlış kopyaladığını söyledi bizimki. Olur böyle
şeyler Bill, hanım çok rahatladı artık, ne yemek yapacağını düşünmüyor ya, inan
biz de rahatladık.
Bu arada sen çocukları
büyütmüşsün maşallah. Bizim oğlan da altıncı sınıfa gidiyor ve eve bol bol
araştırma ödevleri getiriyor. Vallahi yeniden okula başladık desem yalan olmaz.
Biliyor musun ödevlerin adı değişti, performans oldu.
Hatırlıyor musun Bill, bizim
zamanımızda ne uğraşırdık ödevlerle. Kütüphanelere gider, onlarca kitap okur,
araştırır ve birkaç sayfa özet yazardık. Ne zor günlerdi değil mi? Gerçi sen
severdin okumayı, e sonuçta o zamanın olanakları ile dev gibi bir bilgisayar
teknoloji imparatorluğu kurdun ve dünyanın en zengin adamlarından biri oldun.
Demek ki şu an öğrenci olsan kim bilir neler yapardın?
Evet, Bill ödevlerin adı
değişti, performans oldu ama sanki bizim oğlanın değil de benim performansım
ölçülüyormuş gibi geliyor bana. Neden oldu anlamadım ama bizim kerata biraz
rahata alışık da ona yardım ediyorum.
Bilgiye ulaşıp ödevi
bitirmemiz on beş dakika sürüyor, hani fotoğraf falan isteniyorsa bilemedin
yarım saat.
Allah razı olsun Bill, inan
hep sana dua ediyoruz. Tüm hayatımız çok kolaylaştı ve artık bize daha çok
zaman kalıyor. Ne iyi oldu bilemezsin Bill, ben daha çok maç seyrediyorum,
hanım facebookta tüm gün boyunca arkadaşlarıyla paylaşımda. Tam bir felsefeci
oldu bizimki, nereden buluyor o sözleri bilmem ama çok gelişti çok. Bazen yemek
fotoğrafları da paylaşıyor, şu an için o yemekleri yapmasa da inanıyorum ki
kısa bir zaman sonra onların da tadına bakacağız. Görüntüleri muhteşem!
Ödevler hemencecik bitince
oğlanın da keyfi yerinde tabii. Akşam olunca odasına çekiliyor, ne sesi çıkıyor
ne de soluğu duyuluyor. Şu bilgisayar çok iyi geldi ona. Geçen gün merak ettim
ne yapıyor diye, bilgisayarda strateji oyunu oynuyormuş; savaş stratejileri.
Sanırım bizimki bürokrat olup dış ilişkilerinde görev alacak. Gerçi bir ara
savaş oyunu olduğunu duyunca şiddet öğrenmesinden korktum ama “Yok baba
gerçekten öldürmüyoruz.” dedi de rahatladım.
Sevgili Bill, hayatımızı
kolaylaştırdığın için sana minnettarız. İnan başarılarınla da gurur duyuyoruz.
Bu arada, senin sözlerinden
olan “Ben zor işler için hep en tembelleri seçerim, çünkü onlar zor işleri hep
en basit yol ile çözer.” sözünü ailecek çok benimsedik. Sanırım yeterince
tembelleştik, artık bizi keşfedecek birilerini bekliyoruz Bill.
Sevgilerimle
Dostun…
25 Aralık 2014 - www.egitimajansi.com
Ömer Orhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder