İnsan hayatı uzun bir
koridordur. Sağında ve solunda kapalı kapıları ile bir sürü odası olan bir
koridor…
Yaşam serüvenine bu
koridorun başında ve ebeveynlerin nezaretinde başlarız. Koridor tek başına oldukça
yavan bir süreçtir. İçerisinde ilgi çekici hiçbir şey olmadığı gibi ilerlemek
için de kısa veya uzun aralıklı hedeflere ihtiyaç vardır. Aslına bakacak
olursanız koridorun başında duran bir çocuk için hedefler çoğu zaman ebeveynleri
tarafından belirlense de herkesin farklı bir hedefi olur ve ona doğru ilerler.
Odaların her birinde farklı bir
deneyim vardır: Spor, sanat, sokak oyunları, bilgisayar, televizyon, her türlü
kötü alışkanlık, arkadaşlıklar, dostluklar, hayvan sevgisi ve yüzlerce ilgi
çekici uğraş bizleri bekler.
Elbette bu kapıları aralayacak
olan da içeri girecek olan da bizleriz. Bazılarımız sadece içeri bir göz atar,
bazılarımız içeri girer, şöyle bir dolaşır çıkar, bazılarımız da içeride kalır
ve dilediğince zaman geçirir. Hiçbir kapıyı açmadan koridorda ilerleyenler ise
azımsanmayacak kadar çoktur.
Herkese aynı koridor ve
odalar sunulmasa da, çoğu zaman merak ve tutku, insanların süreç içerisindeki
görece başarıları ve mutlulukları elde etmesini sağlar.
Ebeveynler, çocuklarının küçük
yaşlardaki ilgi alanlarına duydukları saygıyı, onlar büyüdükçe yitirir ve koridor
için büyük hedefler koyar. Bu hedeflerin çoğu, akademik kariyer ve okul
başarılarıyla ilgilidir. Bilmem ne kolejinde okumak, orada yüksek başarı elde
ederek, bilmem ne üniversitesinde öğrenim gördükten sonra yurt dışında yüksek
lisans ve doktora yapmak…
Büyük hedefler böyle olunca,
koridordaki küçük hedefler de bellidir; ödevler, özel dersler, çalışmak,
çalışmak ve daha çok çalışmak. Hep daha iyisi ve hep bir sonraki sınavı da “başarı”yla
geçerek hedefe ulaşılacağı düşlenir.
Koridorda ilerlenmekte ancak
hemen hemen hiçbir kapı açılmamaktadır. Görece başarının bedeli budur işte…
Oysa yaşam oyunlarla, yetenekleri keşfederek geliştirmekle yapılacak hatalar ve
alınacak derslerle doludur ve bu dersler kitaplarda yazılı değildir.
Anne ve babaların hayalleriyle
saptanan hedeflere yönlendirilen çocuklar, kendi kimliklerini bulduklarında ya
da bulduklarını sandıklarında, koridorda yalnız başlarına yürümeye başlarlar.
Elbette her çocuk için bu
anlatılanlar geçerli değildir. Çeşitli nedenlerle, ebeveynlerin kontrolü ve
ilgisini hiç görmeyen/göremeyen çocuklar da vardır. Yaşadıkları çevre, içinde
bulundukları şartlara ve kültüre göre kendi kapılarını açar ve hedeflerini
belirlerler. Kimisi girdiği oda içinde takılı kalır ve koridorda ilerleme şansı
elde edemez, kimisi de hemen her odaya girip çıkarak, müthiş bir deneyim elde
edip yoluna devam eder. Odalara girip çıkanların deneyimleri, girmeyenlere oranla
tabii ki daha fazla olacaktır çünkü yaşam, deneyimledikçe ve hissettikçe
anlamlı hâle gelir.
Her koridor, ayrı bir yaşam
olmakla birlikte, odalardan alınanlar da birbirinden farklı olacaktır. Sadece
koridorun sonuna hedeflenenler, belki hedeflerine ulaşacaktır ancak birçok oda
da pas geçilmiş olacaktır. Önemli olan hedefe ulaşırken odaları görmek, tanımak
ve yaşam için gerekli olan deneyimleri kazanmaktır. Yoksa yaşam ıskalanmış
olabilir.
Bu anlamda süreçleri doğru
yönetmek ve değerlendirmek gerekir. Çoğu zaman, hayatta ki başarı, okulda ki başarıyla
doğru orantılı olmadığı gibi gerçekleşen hedef başarısı ile “koridorda ki”
başarı da doğru orantılı değildir.
13 Ocak 2015 - www.egitimajansi.com
Ömer Orhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder