Sosyal olmak, diğer
insanlarla iletişim içinde olmaktır. Günümüzde sosyalleşmek dendiğinde ilk akla
gelen “sosyal ağlardır”. Sosyalleşmeye katkısı tartışılır ama ağ oldukları
kesin! Temas ettiğinizde veya yakalandığınızda kurtulması neredeyse imkânsız
olan balık ağları gibi.
On yıl içerisinde, insanları
ekranların başına kilitleyen bu sanal dünya, son yıllarda insanların ceplerine kadar
girmiştir. Bir arada otururken bile birbirinin yüzüne bakmadan “akıllı
telefonları” ile akıllarını yitiren, uyuşan, uyuşturulan gençlik ve insanlık!
İşin kötüsü bundan rahatsızlık duyan da pek yoktur. Anne babalar, arada bir
karşı çıksalar da herkes hâlinden memnun görünmektedir. Sonuçta, soru sormayan,
iş çıkartmayan, sessiz, sedasız, kendi aleminde bir çocuk, ebeveynlerin de
işine geliyor olmalı.
Peki, sosyalleşme bunun
neresinde? Yazışarak anlaşmaya çalışıldığı ortada fakat yeni nesillerin birer
edebiyatçı olmadığı da diğer bir gerçek! Sözcüklerle oynamasını bilen usta
kalemler bile kendilerini ifade etmekte güçlük çekerken, birkaç sözcükle
anlaşmak mümkün mü? Ayrıca sadece sözcükler de tek başlarına yeterli mi? Sesi
etkin kullanma, mimikler ve vücut dili olmadan, kısıtlı yazışmalarla insan
ancak kısıtlı anlaşabilir. Sınırsız ve süresiz ekran bağımlılığı yaratıcılığı
ve sosyalleşmeyi öldürmektedir.
Böyle devam ederse,
insanoğlu yeni bir evrim süreci daha yaşayacaktır. Bilim insanları,
hareketsizliğe bağlı olarak ve oturuş bozuklukları nedeniyle çocukların vücut
yapılarında deformasyonlar yaşandığına dikkat çekmektedir. Bu işin fizyolojik
tarafıdır ve bununla kalmadığı psikolojik ve sosyolojik açıdan da evrim
geçireceğimiz ortadadır.
Bu durumdan şikâyetçi olan
ve evlere hapsedilmiş çocukları için endişe eden anne ve babalar çıkış yolu
aramaktadır. Son yıllarda popülaritesi artan doğum günü partileri ise
çocukların sosyalleşmesi için çözüm olarak görülmektedir. Konunun incelenmesi
için küçük yaşlardan başlamak uygun olacaktır.
Özellikle okul öncesi
yaşlarda çocuğu olan anne ve babaların evlatlarının geleceği ile ilgili
kaygıları üst seviyededir. Çocuklarının geleceği ile ilgili karar verirken her
şeyi bilmek, öğrenmek isterler. Öyle ki çoğu zaman işin uzmanına işi öğretecek
düzeyde de gelişim gösterirler! Sorgulamaları ve kaygıları sınırsızdır.
Konuşmaya yeni başlamış, kendini ve çevresini tanımak için uğraşan ve
yeteneklerini keşfetmeye çalışan çocukların sosyalleşmesi de son derece
önemlidir. Peki, ama nasıl?
Öncelikle çocukların
yanlarında olmanın şart olduğu düşünülür. Buna fırsat veren etkinlikler araştırılır.
Çocuklar hem eğlenmeli hem öğrenmeli hem de sosyalleşmelidir. Bunun için doğum
günü partileri bulunmaz nimettir! Buraya kadar yanlışlık yoktur. Kuramsal
olarak da her şey ölçülmüş, biçilmiş ve örnekler incelenmiş, ayrıca görüşler de
alınmıştır.
Doğum günü kutlaması için kiralanan
aşırı süslemeli özel mekânlar da, palyaçolar da konsepte dâhil edilmiştir. Mütevazılıktan
çok uzak bu partilerde, çocuklarının kazanımlarından çok, partilerin ihtişamına
ve abartılı gösterişine kapılan büyükler, belki de kendi düşlerinde
kaybolmaktadır. Bu sadece başlangıçtır. Birkaç doğum günü partisine katıldıktan
sonra sıra, iyiden iyiye yarışa dönüşen organizasyonlardadır. Ancak, çocukların
sosyalleşmesi için bu kadar şaşalı profesyonel desteklere ihtiyaç olup olmadığı
tartışılır. Bu yardımları bir kez daha düşünmekte yarar vardır.
Önemli olan çocukların bir
araya getirilmesi ve oyun oynamalarının sağlanmasıdır. Bunun için zorlama
organizasyonlara, ebeveyn yarışlarına gerek yoktur. Yetişkinlerin kendi yaratıcılıklarını
ispatlamaya çalıştıkları ve içten içe diğer anne ve babalarla rekabet içine
girdikleri işlerden uzak durulmalıdır. Bunun yerine, çocukların
yaratıcılıklarını gösterecekleri etkinlikler düzenlenmelidir. Çocuklar oyunla
ve diğer çocuklarla birlikte öğrenir. Sosyalleşme de bu ortamda sağlanır ve bu
kesinlikle yeterlidir.
Ayrıca anaokulu yaşlarında
başlayan bu iddialı partilerin, ergenlik döneminde de devam edeceği
unutulmamalıdır. Üstelik ebeveyn kontrolü de ortadan kalkacaktır. Küçük yaşta sizi
hep yanında görmek isteyen çocuğunuz ergenlik döneminde ise asla yanında
istemeyecektir. İstememesi de normaldir ve bunu yadırgamamak gerekir. Ancak
insanın alışkanlıkları ile yaşadığı unutulmamalı, küçük yaşlardan itibaren,
sonradan kopamayacağı alışkanlıkları edinmelerine izin vermemeliyiz.
İthal edilen sosyal gruplar,
sosyal ağlar ve abartılı organizasyonların çocukların gelişimlerine katkısı
büyük bir soru işaretidir!
15 Mayıs 2014 - www.egitimajansi.com
Ömer ORHAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder