Hazımsızlık...

İnsan yediklerine dikkat etmeli. Hazımsızlık, insanı yediğine yiyeceğine pişman eder. Sonunda mide fesadı olmakta vardır ya maazallah evlerden ırak! 

Bunun eğitimle ne ilgisi olduğunu merak edenler için söylüyorum, her şeyin başı eğitim. Yemek de bir eğitim işi değil mi? İnsan yediklerine ve yeme şekline dikkat etmeli vesselam!

Malum, insan diğer canlılardan farklı olduğu için sadece yemekle beslenmez. Ruhunu beslemek için başka besinlere de ihtiyaç duyar. Sanat, spor, sosyal aktiviteler gibi entelektüel faaliyetler ile başarma ve beğenilme duygusunu doyurmaya çalışır. Dünyayı yese doymaz ama asıl hiç doyuramadığı tek şey egosudur.

Ne kadar olmasa da mide, hazım konusunda elinden geleni yine de yapar ama insani değerler bakımından beyin aynı başarıyı çoğu zaman gösteremez. Bunun için sağlıklı bir beyin, düşünce yeteneği ve emekle elde edilmiş deneyimler gerekir.

Sözlüğe göre hazım, biyolojik olarak sindirim, ikinci olarak da benimseme, kabul etme anlamına gelmektedir. Kabul, kabul de işin kötüsü, egonun ne demek olduğunu bilmeyen birine hazmı nasıl anlatırsınız?

Tek derdi makam ve mevki sahibi olmak ve kendinde olmayan bir gücü yönetmek isteyen biri, amacına ulaşmak için her yolu mübah görür. Hedefine ulaşana kadar kırıp döktükleri ile yok ettiği değerler ve “harcadığı” insanlar olacaktır ama asıl önemlisi bundan sonra başlayacaktır. 

Tarihe baktığımızda kölelikten krallığa çıkan kişilerin, geçmişlerini çok çabuk unuttukları görülmektedir. Dün pazar yerinde şiddete ve eziyete maruz kalan bir insanın yarın bir şekilde iktidarda görev alınca benliğini yitirerek halka eziyet etmesi maalesef çok yaşanmıştır. Yahu yapma etme, zamanında hani sen de ezilmiştin ya, sen ezme bari! Yok, yok yok… SIRA BENDE!

Yaradan vermişse almamak, kullanmamak, gücün hakkını vermemek olmaz! 

Ah şu ego yok mu, nelere kadirdir… Fizik kurallarına meydan okuyan bir yapısı var meretin, şiştikçe şişer, şiştikçe daha fazla ister. 

Bir konu hakkında hiç bilgisi olmayana fikir verdiği gibi hüküm bile verdirir. Oysa atalarımız ne de güzel söylemiş: “Biliyorsan konuş irfan alsınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar.”

Mahatma Gandhi ise çok iyi toparlamış:

Söylediklerine dikkat et; düşüncelerine dönüşür.

Düşüncelerine dikkat et; duygularına dönüşür.

Duygularına dikkat et; davranışlarına dönüşür.

Davranışlarına dikkat et; alışkanlıklarına dönüşür.

Alışkanlıklarına dikkat et; değerlerine dönüşür.

Değerlerine dikkat et; karakterine dönüşür.

Karakterine dikkat et; kaderine dönüşür.

Ne diyelim, Tanrı insanları sınamak için akıl vermiş ama onu da egosunun içine koymuş. Alabilene, anlayabilene, kullanabilene…

Kıssadan hisse, hazımsızlık önemli bir sorundur insan için, hazımsız insan da önemli bir sorundur toplum için!

4 Mayıs 2015 - www.egitimajansi.com

Ömer Orhan