Okuyor musunuz?..
Kitap, gazete ve dergi?
Manşetler? Kutucuklar? Köşe
yazıları?
Her gün? Ayda, yılda birkaç
kere? Düzenli?
Neyi ne kadar, ne sıklıkta
okuyorsunuz?
Yoksa sadece sosyal medyayı
mı takip ediyorsunuz? Resimlerin üzerine yazılmış, felsefi lafları seviyor ve
okuyor musunuz? Beğendiklerinizi paylaşıyor musunuz? Neden?
Onlarca soru… Okumaya,
aydınlanmaya ve medeni olmaya dair…
Hafta sonları, gideceğim
yere metroyla gitmeyi seviyorum. Kitabımı mutlaka yanıma alıyor ve yolculuk
boyunca en az 40 sayfa okuma şansı buluyorum. Geçenlerde birkaç kişinin de
kitap okuduğunu görünce nasıl mutlu olduğumu anlatamam. Milletçe okuma
konusundaki kötü sicilimiz değişmeye başlıyor diye tekrar ümitlendim. Sonra
herhalde bana denk geldi diye düşünmüştüm ama kızım da bir gün aynı şeyden söz
edince, tamam, dedim. Oluyor bu iş!
Kaya yazıları, kil
tabletler, papirüs, parşömen, kâğıt ve matbaa… Yazı, her devirde okuyucusu ile
buluşmanın bir yolunu buldu ve gelişti. Okuyucusunda iz bırakan yazılar, her
zaman bilgiyi, kişisel gelişimi de beraberinde getirdi.
Biz millet olarak resimli
romanı gizli gizli okuyan tek milletiz sanırım. Ben çok sevmezdim ama seven
arkadaşlarım, yıllarca ders kitaplarının içerisine gizleyerek okumuşlardı bu
kitapları. Şimdilerde bakıyorum da yine popüler olmaya başlamış. Eskiden sadece
sahaflarda bulunabilen resimli romanlar artık yeniden basılıyor. Bence bu bir
kültürdü, takip edenleri vardı ve yeniden yaşatılıyor olması heyecan verici.
Her şeyde olduğu gibi okumak
da bir alışkanlık işi. Aman ne olur okuyan birine, hele ki bu bir çocuksa,
elindekine “onu okuma” demeyin. Bırakın önce okusun. Okumaya alışsın. Okumaya
alışan birinin okudukları değişir ama kazandığı okuma alışkanlığı değişmez.
Evinizde sağa sola biblolar,
vazolar koyana kadar kitap koyun. Sehpanın üzerinde kitap olsun. Çocuklarınız
bu kitapların arasında büyüsün. Hiç olmazsa gözü alışsın, sizi okurken görsün.
Kendi okumasa bile eminim en azından kitap “düşmanı” olmayacaktır.
Kesintilere uğramadan devam
edebilseydik, millet olarak okuma kültürümüz de gelişecekti ancak siyasi
nedenlerle yasaklanan kitaplar, bir anlamda okumaya da yasak getirmişti. Okuyandan
tehlike beklemek ne acayip bir zihindi. Yahu bırak okusun hatta sen de başka
bir kitap öner, onu da okusun.
Bilgiden, aydınlıktan korka
korka geldiğimiz nokta, okumayan bir ülke! Kendimi bildim bileli farklı
görüşleri olan arkadaşlarım hep olmuş ve onlarla sohbet etmek beni de çok
geliştirmiş ve mutlu etmiştir. Dünya görüşü ne olursa olsun okuyan bir insanla,
gerçek bir entelektüel ile sohbet etmek çok lezzetlidir.
İşte böyle dostlar, okumak
bir alışkanlık ve kültür meselesidir. Eğer okuma alışkanlığınız yoksa bile buraya
kadar bu yazıyı okuduysanız, sizde de ümit var demektir. Şimdi kalkın ve bir
kitap alın ve hiç okumuyorsanız sadece 10 sayfa okuyun.
Yılda 3650 sayfa okumuş
olursunuz, bu da ayda 300 sayfalık kitap okuyacağınız anlamına gelir.
Günde sadece 10 sayfa…
Okuyun!
13 Mayıs 2015 - www.egitimajansi.com
Ömer Orhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder