Dünya,
şuan için sistem kurmaktan çok kurulan sistemin kabul görmesi/tutunması için
uğraşıyor. Bu anlamda geleceğin en önemli mesleklerinden birisi
“Tutunduruculuk” olacak.
Ne
demek bu tutundurma işi diye düşünenler için biraz “düncel”, biraz güncel, biraz
da gelecek penceresinden bakalım…
19.
yüzyılda yeni buluşlar ve sanayi alanında yaşanan gelişimler neredeyse iki yüzyıl
içerisinde sorgulanarak kabul gördü. Yeniliklerin tümünün anlatılması ve benimsenmesi
yani icatların ve gelişme anlamında tutundurma işi el birliği ve zamanla oldu.
Elbette zaman boldu, kimsenin zamanla ilgili bir sorunu yoktu.
Şimdi
bilgi çağındayız ve vakit nakit!
Artık
ciltler dolusu kitapları okumak için kimsenin “vakti yok”, gerek de yok! “Başlıkları”
bilmek yeterli.
Facebook,
Twitter gibi sosyal ağlar sağ olsun; çoğu zaman bir görselle servis edilen ve
birkaç cümleden ibaret bilgilerin aktığı dev bir akarsu gibi… Üstelik ne zaman
açarsan aç akıyor. Şöyle bir göz atmak kâfi… Tarihten coğrafyaya, felsefeden
edebiyata, siyasetten dedikoduya ne ararsan var.
Gerçi
kulaktan kulağa oyunu gibi ilk söyleyenle son söyleyen arasında lafın
benzerliği yok ama “kafaya takan” da yok. Millet sevdi bu işi.
Çok
şükür artık her konuda fikrimiz var. Çok sıkışırsak Google “amcaya” bakıyoruz. Bir
arama motorundan çok daha fazlası. İşler görece olarak kolaylaştı ama maalesef
derinlik kalmadı. Uzmanlıkmış, ehliyetmiş hak getire. Bu arada bilgimiz
yüzeysel olsa da egomuz tavan.
Tam
olarak keller ve fodullar çağı desek yanlış olmaz. Sen şimdi herkesin her şeyi
bildiği bu çağda gel de sistem kur ve onun benimsenmesini sağla.
İşte
tam olarak bu zamanda kel ve fodullar için “tutundurucu” lazım!
Artık
milyonluk yatırımlar yaparak sistemler kurmak yetmiyor. Kurulan sistemin
işlemesini sağlamak için de ayrı bir çaba ve sistem gerekiyor. İstediğiniz
kadar büyük bir işletme veya kurum olun fark etmez. Sonuçta çalışanlarınız
bilgi çağı insanları. Hepsinin akıl hocası olarak birer akıllı telefonu ve en
azından birer tableti mevcut.
İşte
herkesin fikrinin olduğu böylesi bol bilgi kirliliğinin bulunduğu bir çağda,
birilerinin alışkanlıkları kaldırarak yeni sistemleri kurması, geliştirmesi ve
çalışır duruma getirmesine ihtiyaç var.
Özellikle
kalite hedefleri belirleyen kurumlar, hedeflerine ulaşarak, en kısa zamanda en
efektif sonuçları almak isterler. Bunun için kurulan sistem ne olursa olsun en
kısa sürede kullanılır duruma getirilmesi gerekir. Gecikme nedeniyle sistemin
tümüyle aktif duruma getirilememesi ona olan inancı sarsacaktır. Yani yeni bir
sistem için planlı, kararlı ve hızlı olunması gerekir.
Kurumun
içerisinden birilerinin bu tutundurma işini yapması mümkün değil mi diye
düşünebilirsiniz. Elbette olasılık dâhilinde ama her geçen gün bu olasılık
azalıyor. Gelecekte iddialı kurumlar sistem kurma işlerini şansa bırakmayacak.
Her
alanda uzmanlığın önem kazandığı çağımızda bir sistemin kurulması dışında
benimsenerek en iyi şekilde çalışmasını sağlamak için birilerine ihtiyaç duyulacaktır.
Bu
birileri; temel mühendislik, psikoloji, işletme, bilişim teknolojileri bilgileri
alarak geliştirilecek bir meslek grubundan olmalı ancak bunu seçecek kişilerin
iletişim becerileri de yüksek olmalı diye düşünüyorum.
“Tutundurma”
işi için bir isim düşünmedim ama inanıyorum ki bu mesleği programına dâhil
edecek yükseköğretim kurumları en havalı ismi bulacaktır.
Ömer
Orhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder