Havalı olsun diye 5-10 yıllık
kalkınma planları yapıp, geçmişten kurtulamayan da biz, en ileri söylemlerle en geri
kalan da biz.
Sevdiğini “çok sevdiği” için
öldüren de biz, bir evliliği yürütemezken
üç eş isteyen de biz.
Kendi ruhunu terbiye edememişken, insanlara ahlak dersi veren de biz, “fıçı” açıktayken, milletin orasını burasını örttürmeye çalışan da biz.
Her zaman “ötekini” eleştirerek bunu marifet sayan da biz,
beceri konusunda ahkâm keserken beceriksizlik
yapan da biz…
Aidiyet nutukları atan da biz, en vefasız
örnekleri sergileyen de biz…
Konuşurken mangalda kül bırakmayan da biz, kendi yerimizi
sağlamlaştırmak için koltuklara yapışan da biz…
Teknoloji tutkusu ile
cebimize, elimize, dizimize, masa üstümüze yani boğazımıza kadar elektronik
cihazlara sahip olan da biz, tüm
bunlardan tek bir şey bile üretmeyen
de biz…
Çocuklarımız için yaşadığımızı söyleyen de biz,
ayaklarının üzerinde durmalarına
izin vermeyen de biz…
Sosyal bir devlet olmak için
yaptırım isteyen de biz, ceza bize
kesilirse buna isyan eden de biz…
“Sistem” diye beylik laflar eden de biz, daha sistemi kurmadan,
nasıl deleriz telaşına düşen de biz…
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” diyen
de biz, kapı komşusuna selam vermeyen
de biz…
İşe
göre
insan almayan da biz, insana göre iş
bulmaya çalışan da biz…
Biz
olamayan da biz, yalnızlıktan yakınan da biz…
Hayatımız
ironi…
Ömer Orhan
Kaleminize sağlık hocam.
YanıtlaSilTeşekkür ederim sevgili Hakan...
Sil