Ne hata yaparsak yapalım,
genetik kodumuzda özür yok… Silmişiz
elhamdülillah…
Nasıl bir egomuz varsa artık...
“Yap, işlet, devret.”
Yanlışmış, bizi “bağlamaz”!
İyi olursa bizden, kötü olursa mukadderat… Oh gel keyfim gel!
Öyle hesap ödeme, bedel
ödeme yok! Ödetmek isteyenlere ise bedel
çok!
Oysa hata insana mahsus ve
kabulü de erdemmiş… Yok, efendim değilmiş demek ki. Bugüne kadar yanlış anlamışız.
Erdem lazım değilmiş, hatalı olduğumuz bilinmesin yeter. Sonrasında özür dilemek
gerekir ya, maazallah evlerden ırak.
Hep üstte olmak ve bir fazla söylemek gibi toplumsal bir refleksimiz
var. Yapılan iş doğru mudur yanlış mıdır, çok da önemi yok, nasıl olsa “halledilir”. Nezaketmiş, zarafetmiş hak
götüre… Bizim topraklarda herkes haklıdır. Ve en çok haklı olan da sesi çok
çıkanla mevkisi yüksek olandır. Japonya’da yanlış yapan bürokrat istifa ederken,
bizdeki bürokrat ise durumdan “istifade”
eder. Medeniyet ve kültür meselesi işte…
Bir ara biz de medeniyete
yaklaşır gibi olduk ama maalesef teğet
geçtik.
“Selfie”yi çok benimsemiş
olsak da “empati”, sözlüğümüze bir türlü giremedi.
Biz; yaşımızın, mevkimizin,
koltuğumuzun ve maskelerimizin arkasına saklanarak özür dilemeyi hep
küçüklerden bekledik. Terbiyenin sözden
çok, örnek davranışlarla
sağlandığını görmedik, görmek istemedik!
Binalar, yollar çöktü ses yok… Göçük oldu ses yok… İş
kazalarında canlar gitti tık yok… Sınav soruları çalındı, sistemsel hatalar yapıldı, haklar yendi, hukuk hiçe
sayıldı, özür yok!
Özür dilemek; itibarı
zayıflatmaz, özür dileyenin hata yapma olasılığını azaltır. Özür dilemek
büyüklüktür, erdem gerektirir. Eğer
ahlaki bir çöküntü yoksa sağlıklı bir insandan beklendik bir davranış şeklidir.
Hatayı örtmeye çalışmak ise sadece kibiri besler. Kibirli insan da “çıplak
kral” gibi davranır.
Okullarda öğrenim görünce
insanın eğitiminin tam sağlanacağının garantisi yok.
“Eğitim cehaleti alır,
eşeklik baki kalır.” diye boşuna söylememişler. Her ne kadar eşekleri
aşağılayıcı bir söylem olsa da teşbihte hata olmazmış. Terbiyeli davranan “eşeklerden” özür
dileyerek bu atasözünün mesajının hep hatırlanmasını dilerim.
Ömer Orhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder