Teknolojinin
hızla ilerlemesinin birçok tehlikeyi de beraberinde getirmekte olduğunu hepimiz
görüyor ve yaşıyoruz. Tarih boyunca bilimsel gelişmeler ve teknoloji, kötü
amaçlar için de kullanıldı ve son derece yıkıcı etkiler yarattı. İnsanların
zafiyetlerinden yararlanarak bundan çıkar sağlayan kişiler de her zaman var oldu
ve olacak. Bu anlamda günümüzde birinci hedef kitle, maalesef teknolojiye
meraklı ve tehlikeye en açık konumda olan çocuklar ve gençler.
Gençler
arasında hızla yayılan telefon uygulamaları arasında yer alan dedikodu platformları, öğrencileri çekebilmek
için her yolu denemektedir. Kişilerin kimliklerini gizleyerek yazıştıkları
ortamlarda hiçbir filtre olmadığından kötü amaçlı kişiler de bu sanal ortamlarda yer alabilmektedir.
Henüz
eğitim çağındaki gençleri ve çocukları dedikodu yapmaya teşvik eden uygulamalarda,
ergenlerin zafiyetlerinden yararlanarak yaratacağı etkiler hiç düşünülmemektedir.
Bu son derece büyük bir sorumsuzluk örneğidir!
Hangi
amaçla yapıldığı, kime veya kimlere hizmet ettiği henüz bilinmeyen uygulamalar,
sağduyu sahibi bazı özel okul müdürlerinin farkındalık yaratması ile Türkiye
Özel Okullar Derneğinin girişimleri ve Devletin desteği sayesinde engellenmektedir.
Ancak konuyu bu şekilde kalıcı çözümlemek neredeyse imkânsızdır.
Bu
tür yazılımlar/uygulamalar tüm dünyanın gündeminde yer almakta olup firmalara,
bunlara kısıt getirmesi ya da kaldırması yönünde baskılar oluşturulmaktadır.
Benzer
uygulamaların farklı platformlarda ve şekillerde karşımıza çıkmaya devam
edeceği şüphesizdir. Bunun için öncelikle bilgi sahibi olunmalı ve bilinç
oluşturulmalıdır. Bu bağlamda öğrencilerimiz, teknolojinin kullanımı,
sorumluluklar, sanal ortamda herkesin iz bıraktığı ve kişi haklarına saygı
göstermeyenlere karşı hukuksal yaptırımların olduğu konularda
bilgilendirilmelidir.
Çocuklar
ciddi anlamda tehlike altındadır. Dedikodunun dışında cinsel içerikli
yazışmalar, çocuk istismarına (pedofili) ve madde kullanımına açık riskler
oluşturmaktadır. Bu büyük tehlikeyi görmezden gelmek çocukların ve gençlerin
üzerinde büyük ahlaki ve psikolojik çöküntülere neden olacaktır.
Öncelikle
devlet ve teknoloji sunan firmalarla denetleyiciler, bu tür uygulamalara izin
vermemelidir. Okullar, öğrencileri teknolojik cihazları doğru kullanma
konusunda bilinçlendirmelidir. Bu kapsamda Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla
Mücadele Şube Müdürlüğünün başlattığı bilgilendirme çalışmaları artırılarak
genişletilmeli ve sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.
Anne
ve babalar, çocuklarına çeşitli nedenlerle aldıkları cep telefonu, tablet ve
bilgisayarlar başta olmak üzere diğer dijital cihazları hangi amaçlarla
kullandıklarını ve neler yaptıklarını kontrol etmelidirler.
Çocuklar
kendi başlarına kaldıkları her ortamda ve durumda savunmasızdır. Birçok genç,
sanal ortamda yazı, görsel ve video paylaşımlarının nelere mal olacağını
bilmemektedir. Çocukça yaptıkları bir espri veya şaka, bir başkasını zor
durumda bırakabileceği gibi kendi geleceklerini de yok edebilir.
Ülkemizin
içinde bulunduğu şartları göz önüne alırsak, dışarıdan ve içeriden birlik,
beraberlik ve huzurumuzu bozmaya çalışan kişi ve gruplara karşı bilinçli
olunmalı ve buna izin verilmemelidir. Öğrenciler arasında husumete ve çatışmaya
yol açarak, onların üzerinden kazanç sağlanmasına göz yumulmamalıdır.
Eğitim,
sadece okulların sorumluluğuna bırakılmamalı, toplumun tüm kesimleri aynı
bilinç ve duyarlılıkla hareket etmelidir.
Bu
nedenle, çocuklarla görüşülerek bu tür uygulamaların kullanılmaması sağlanmalı,
cep telefonlarının başkalarıyla paylaşılmaması
hatta arkadaşlarına bile ödünç verilmemesi konularında uyarı yapılmalıdır.
Çocuklarımızı dijital köle olmaktan koruyalım!
Ömer Orhan