İnsanoğlunun,
“sahip olma” üzerine kurulu serüveni çocukluğunda başlar. Mutlu olmayı sürekli bir
şeylere sahip olmakla örtüştürür insan. İlk öğretmenleri olan anne ve babası da
çoğu zaman bunu ona bilinçsizce öğretir.
Başarı
budur! Düzen böyle kurulmuştur… İnsan, sahip olmalıdır ve sahip oldukları ile
gurur duymalıdır. Bunda hiçbir beis (engel / zarar) yoktur!
Sahip
olmak, korkuları da beraberinde getirecektir. Ancak bu gerçek, yaşam boyu görülmeyecek
ya da görmezden gelinecektir. İnsanın varlığı ne kadar çok olursa korkularının
da o kadar olacağı belki de hiç anlaşılmayacaktır.
Oysa
korku; lezzeti, huzuru, sağlığı ve
dengeyi bozar. Kemirgendir… Yer
bitirir, kevgire çevirir insanı. Malum, kevgir
de içinde su tutmaz. Gözenekleri açıldıkça içinde bulunan her şey akar, dökülüp
gider.
Kevgirdeki
delik sayısı ne kadar çoksa ve delikler ne kadar genişse, kevgir sahibi bir o
kadar sıkı tutmaya çalışır elindekileri.
Demek
ki iki önemli konu varmış: Birincisi kevgirin gözenek sayısı ve gözenek genişliği;
ikincisi de elindekiler, yani sahip olunanlar.
Para,
mal, mülk, makam, mevki, şöhret vazgeçilmez
olursa kevgir olmak kaçınılmazdır. Çünkü her ne kadar kevgir madde olsa da
delikler maneviyattır.
Nasıl
ki kevgirle bir yerden bir yere su taşımak imkânsızsa bu tür insanların bir işe
yaraması da imkânsızdır.
İş
hayatında koltuğuna sarılmış, herhangi birisi için en ufacık bir artısı
olmayan, doğru dürüst bir şeyler üretmeyen, üretemeyen, başkalarının hataları
üzerinden çıkar sağlamaya çalışan, aşırı menfaatçi ve bunlardan vazgeçemeyen
insanlardan kimseye bir hayır gelmez. Bu tür insanlara asla güvenilmez, onlarla
paylaşılmaz.
Son
tarifte, bu kevgirler en yakınındaki kişiden bile vazgeçebilir ki bunu yaparken
de vicdanını serinletecek bir şeyler mutlaka bulur.
Siz,
siz olun; doğal hayattan tutun da ev hayatı, iş hayatı hatta aşk hayatında bile
nelerden vazgeçtiğinize, nelerden vazgeçmediğinize dikkat edin. Egosunu kenara
itebilen, maddi çıkarlarından vazgeçerek değerlere, emeğe, insana önem veren kişilere sarılın ve onlardan vazgeçmeyin.
Hanımefendiler,
beyefendiler… Elbette her insanın zafiyetleri olacağı için kabında delikler de
olacaktır ancak önemli olan kevgire dönüşmemektir.
Unutmayın ki kevgire ihtiyaç olduğunda üç beş kuruşa alınacak kevgir her yerde bulunur.
Hayatınızdaki
kevgir sayısını azaltın…
Ömer
Orhan